Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, okula başladıktan üç gün sonra 27 Eylül akşamı Van Gölü kıyısında kayboldu. Cansız bedeni, 18 gün sonra 15 Ekim’de kaybolduğu yere 24 kilometre uzaklıktaki Mollakasım köyü sahilinde bir vatandaşın ihbarı üzerine bulundu.
“İntihar edebilecek biri değildi”
Adalet mücadelesiyle ülke gündemine giren Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, ANKA’ya konuştu.
Nizamettin Kabaiş şunları söyledi:
“Rojin’i ilk olarak Van’a getirdim. 24 Eylül’de üniversiteye ve yurda güvendik ve teslim ettik. Kızım intihar edecek durumda değildi. Neden intihar etsin? Genç bir kız üniversiteden öğretmen olarak mezun olmuştu. Ben de getirdim. Hem sokakta hem de pazarda keyfi yerindeydi. Van’a götürdüm. Üniversiteye götürdüm. Yurt kapısına götürdüm. Eşyalarını yurda bıraktı. Yürüdük. Okul bahçesinde de bir video çektik. Moralinin iyi olduğunu ve hiçbir sorunu olmadığını söyledi.
“19 KEZ VAN’A GELİYORUM”
Neden intihar etmekte bu kadar ısrar ettiler? Dolayısıyla bu bizi çok üzdü. Kazadan sonra acımızı ikiye katladılar. İntihar ettiğini söylediler. İntiharla ilgili herhangi bir delil ve kanıt olmamasına rağmen bazı yetkililer bizi çok üzdü. 19 defa Van’a gidiyorum. Çok acı çektik. Hem ailem hem de ben çok zor durumda yaşıyoruz. 27 Eylül’de vefat etti. Kaybolmasının ardından aramalar 18 gün sürdü. Son olarak üniversiteye 24 kilometre uzaklıktaki Mollaka’da cansız bedeni bulundu. Bizi çok üzdü, çok zor bir gündü bizim için.
“ÜNİVERSİTENİN VE ÜLKENİN İHMALİ BÜYÜK”
Bunun nedeni onların büyük ihmalleriydi. Hem yurt hem üniversite. İkisi de çok ihmalkar. Bu ihmaller ölüme yol açan ihmallerdir. Cuma akşamı ortadan kayboldu ve cumartesi günü öğlen saatlerinde bizi aradılar. Bunlar ihmaldir. Ölüme sebep olan ihmaldir. Hem yurt hem üniversite. Her ikisinden de şikayetçi olacağım. Nedeni benim.
“ŞİMDİYE KİMSE YARGILANMADI, KİMSE CEZALANDIRILMADI”
Şu ana kadar herhangi bir uzaklaştırma yapılmadı. Kimse cezalandırılmadı. Ama şikayet ettik. Tekrar şikayette bulunduk. Hem yurtla ilgili hem üniversiteyle ilgili hem de rektörle ilgili çelişkiler var. Çelişkileri kendi üzerine çeker. Çünkü otopsi uzun süredir orada bekliyordu. Ortaklıkta çok yer değiştirdi. Öğrenciler “Arkadaşımıza ne oldu?” diye soruyorlar. Sürekli yürüyorlar ve oturma eylemleri gerçekleştiriyorlar. Rektörlük de bunları engelliyor. Ama neden? Sebebi nedir? Neden engel oluyorsun? Bizi takdir etmediniz. En azından öğrencilerinize değer verin. Oturma eylemi yapsınlar, sorun yok. Açıklamalarına ve soru sormalarına izin verin. Şu soruyu soruyorlar: “Sınıf arkadaşımıza ne oldu?” Bu DNA’lar ikinci adli tıp raporundan geldi. DNA’lar tespit edildi Artık bulaşıcı değil. Rojin cesedin neresinde tespit edildi? Bunun bir cinayet olduğu da çok açık.
“TÜM TÜRKİYE VE ÖZELLİKLE VAN, DİYARBAKIR VE KADINLAR SAHİP OLDU”
Daha sonra büyük yürüyüşler ve bildiriler yapıldı. Bu durum basın bültenleri ve televizyon kanalları tarafından bildirildi. Herkes olumluydu ama en büyük destek kadınlardan geldi. Hem Diyarbakır’da hem de Van’da büyük yürüyüşler yapıldı. Her iki şehirde de büyük yürüyüşler yapıldı. Başka şehirlerde de oldu. İzmir, İstanbul, Ankara, Eskisehir gibi farklı şehirlerde. Ama en büyük yürüyüşleri Van ve Diyarbakır düzenledi. Orada güç kazandık. Yanımızda olduklarını biliyoruz. Allah’ın izniyle bu olayın çözüme kavuşturulacağını umuyoruz. Ankara’ya iki kez gittim. Bakanla görüştüm, görüşlerimizi aldı. Dosyayla ilgileneceklerini söylediler. Bakan, “Umarız bu olay bir an önce aydınlatılır ve bu katiller yakalanır” dedi. Van’a sürekli gelip gidiyoruz. Van’da bilgi alıyoruz. Avukatlarımızla iletişim halindeyiz. Yeni bir gelişme olduğunda bizimle paylaşıyorlar.
“ROJİN SON 16 TELEFON GÖRÜŞMESİNİ YAPTI”
Rojin’in telefonuna henüz cevap verilmedi. ‘Uzun süredir şifreyi çözemedik’ dediler ama bununla alakası olmadığını düşünüyorum, bilenler bilir. Örneğin, Rojin’in telefon numarasını bir perakendeciye veya operatöre götürürseniz bu numara onun kiminle konuştuğunu, kimi aradığını veya kiminle konuştuğunu gösterecektir. Bu üç günde kaç kişiyle konuştunuz? O zaman duyurdular. Rojin Van’dayken üç gün içinde üniversitede 16 kişiyle konuştu. Bunu bize bildirdiler. Aileyle de görüştük. Bizden 10 kişi Rojin’le konuştu. Bir teyzesi, evli iki kız kardeşi, annesi ve ben var. Bunlardan 10 tanesini tespit ettik. Savcılığa bilgi verdik. Yani bir yandan nasıl olduğunu anlatırken bir yandan da bizden durumu nasıl gibi bilgiler istiyordu. Ama kalan 6 kişiden diyelim ki Van Üniversitesi’nden 2-3 kişi onun arkadaşı olabilir. Çünkü o anda WhatsApp’ta bir grup oluşturdular. Merak ediyorum: Bu diğer insanlar kim? Bunu da bize açıklamadılar.
“ODA ARKADAŞININ BİZİMLE GELMESİNE İZİN VERMEDİLER”
Oda arkadaşı bizimle hiç tanışmadı. O kadar çok istiyorduk ki. Kayıp sürecinde oradaydık. Annesi ve teyzeleri oradaydı. Kadınların masaları ayrıydı. Yöneticilere bunu sürekli ısrarla söyledik. Ancak yöneticiler kayıp sürecinde ayrılmadı. Ona gelip annesiyle tanışmasını söyledik. Sen ve Rojin üç gece aynı yerde uyudunuz. Morali nasıldı? O gece nereye gitti? Oda arkadaşı bu soruları sorardı. Ne yazık ki yöneticiler görüşmemize izin vermediler. Üniversite yurdu olduğundan şüpheleniyorum. Oda arkadaşının gelmesine izin vermediler. Yani o gece Rojin’le annesinden sonra iki kez telefonda konuşan son kişi oydu.
“YABANCI NUMARALARDAN 4 KEZ TEHDİT MESAJI ALDIM”
Bu açıklamanın ardından tehdit mesajı geldi. Bir ay önceydi. Yani bu yeni ilişki iki adamın DNA’sıdır. Ondan sonra o tehditler geldi ve gelmeye başladı. Farklı numaralardan 3-4 yabancı numara. Aldığım ilk numara bir yabancıdandı. Bir uçak Kabe’nin üzerinde uçuyor ve bomba atıyor. Ayrıca şöyle bir alt başlık da var: “Rojin’in ölümünde bizim de rolümüz var. Eğer siz ve aileniz geri çekilmezseniz, ölümünüz yakındır.” Öyle diyor. Bu beni hiç etkilemiyor. Asla geri adım atmayacağım. Bu yüzden kendi mücadelemi sürdüreceğim. Kimseden korkmuyorum. Her yere giderim. Aynı şekilde ben de mücadelemi sürdüreceğim.
“GÖREN, DUYAN VEYA BİLEN VARSA LÜTFEN BİZE YARDIM EDİN”
Ailelere bir çağrım var. Kısaca burada hep söylüyorum, herkese soruyorum, burada bilen, duyan varsa herkese soruyorum, çevre illerde de olsa, üniversitede de olsa, öğrenci de olsa ailelerine soruyorum. Bilen, gören varsa lütfen yardım etsin. En azından bu katiller yakında bulunur. Yani bu açıkça bir cinayettir.
Bunu da Sayın Bakana söyledik. Bu iki DNA’nın hemen bulunması gerekiyor, dolayısıyla durmanın zamanı değil. Peki bir kadının vücudunda iki erkekten alınan DNA tespit edilirse ve herhangi bir kirlenme yoksa ne bekliyorlar? Neden bekliyorlar? Bunun araştırılması gerekiyor. Bu kişilerin bulunması gerekiyor. Kesinlikle bulmanızı istiyoruz. Hem üniversite hem de köy. Çünkü katillerin izini bulmak için kazanın olduğu yakın bölgelerdeki erkek DNA’sını araştırmamız gerekiyor. Biz talep ettik.
“SPORCUSUNDA BİR KADININ KANININ İZLERİ BULUNDU”
Bunu da Sayın Bakana söyledik. Van’dayken adliyeye gittik. Başsavcılığımızda da söylediler. Umarım bu yapılır. Ayrıca Rojin’in gömleğinde de kan izleri bulundu. Her şeyin ortaya çıkması için bunu her zaman söyleyeceğim. Yani daha önce de söylediğimiz gibi o kan tespit edilemiyor. Daha sonra tekrar savcılığa sorduk. Bu kan başka bir kadına ait ve Rojin’in gömleğinde. Kan kimdir? Ne ne? Bu kadın kim? Bunu tespit etmek gereklidir. Kim bilir o kadın aracı mıydı, Roji’yi bir yere götürdüler. Bu şekilde tespit edilebilir.
“CUMHURBAŞKANI VE BAKANLARIN OLAYI AYDINLATMASINI İSTİYORUM”
Herkese soruyorum. Bunu tüm devlet büyüklerinden rica ediyorum. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister İçişleri Bakanı, ister Adalet Bakanı. Yani bir an önce bu dosyanın netleşerek yaşlıların dahi müdahale edebilmesini istiyoruz. O halde bırakın savaşsınlar. Bu dosya neden bu hale geldi? 13 ay boyunca neden her şey ciddiyetle takip edilmedi? Birçok eksiklik var. Bu bir cinayettir. Kim olursa olsun öncelikle iyice araştırmalısınız. Dosya ne kadar uzakta? Kazanın meydana geldiği yer neresi? Nasıl oluyor? Uçurum var mı yok mu? Belki kaymış ya da bir şey olmuş olabilir yorumunu yaptılar. Bizi çok üzdüler. Bu yüzden dikkatli olması gerekiyor. Gerçekler ne olursa olsun, gerçek ne olursa olsun hepimiz onu arıyoruz. Adalet istiyoruz.”
